Şafii mezhebine göre ise sadece cuma ve cumartesi günü oruç tutmak, bayram ve teşrik günleri dışında, sağlığının bozulmasından korkulan kimsenin sene boyunca oruç tutması veya nafile oruç tuttuğu takdirde, üzerindeki bir farzı kaçırmak veya bir müstehabı yapamamak söz konusu olan kimselerin nafile oruç tutmaları mekruhtur. Şayet böyle bir oruç sahibine zarar vermiyorzsa ve hiçbir kimsenin hakkının hakkının ihmaline sebep olmuyorsa mekruh sayılmaz. Bilakis müstehaptır. 

Kadının Kocasının İzni Olmadan Nafile Oruç Tutması
Hanefi ve Şafii mezheblerine göre, evli bir kadının, kocası yanında iken, kocasından izinsiz nafile oruç tutması aciz değildir. Nitekim Ebu Hureyre radıyallâhu anhudan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kadın kocası yanında iken, onun izni olmadan Ramazan (orucunun) dışında oruç tutamaz." (Buhari, Müslim, Ebu Davud) 

Bunun sebebi, kocasının kendisinden her an faydalanma hakkına sahip olmasıdır. Bu hak, nafile ibadet ile zayi edilemez. Koca, kendisinden izisiz nafile oruç tutan karısına bu orucunu bozdurabilir. Çünkü kocanın kadında hakkı ve ihtiyacı vardır. Ancak kocanın hanımına ihtiyacı yoksa; mesela, koca hanımının yanında olmayıp uzak bir yerde ise veya hac veya umre için ihrama girmişse veya koca da oruçlu ise kadının bütün bu durumlarda, kocasının izni olmadan nafile oruç tutabilir. 

Şunu da unutmamak lazımdır ki, Ramazan orucunu tutma (eda veya kaza) konnusunda, kadının kocasından izin alması gerekmez. Kocanın da hanımının Ramazan orucuna mani olması haramdır.