hakka davet, davet hakkka, hakka davet sitesi, hakka sitesi davet, davet sitesi hakka, namaz, namaz ile ilgili bilgiler, taharet, tasavvuf, tasavvuf nedir, abdest, abdest nedir, abdestin farzları, abdestin sünnetleri, itikat, temel itikat bilgileri, allahın sıfatları Hakka Davet - Hanefi Mezhebine Göre Namazın Rükûnları
   
  Hakka Davet
  Hanefi Mezhebine Göre Namazın Rükûnları
 
Hanefi Mezhebine Göre Namazın Rükûnları

Namaz kılan kişinin ayakta ve kendisi işitecek kadar sesli olarak "Allâhu Ekber" demesidir. Ancak kişi ayakta durmaktan aciz ise bunu oturarak da söyleyebilir. 
  • Tekbir, niyetten sonra alınır. Niyetten önce alınan tekbir, geçerli değildir.
  • Namaza başlarken "Allâhu Ekber" yerine "Allâh-u Kebir" yahud yalnız "Allah" denilmesiyle de farz yerine gelmiş olur.
  • Ekber kelimesine bir elif ilave ederek Ekber denilmekle namaza başlanmış olmaz. Namazın içinde böyle denmesi, sahih olan görüşe göre namazı bozar. Çünkü mana değişmiş olur. 
  • "Allah" ismi celilinin elifine uzatma ilavesiyle "Âllah" denilmesi de şüpheyi ifade edeceği için namazı bozar. Çünkü "Allâhu Ekber", "Allah en büyüktür" anlamına gelir. "Âllâhu Ekber" ise "Allah mı daha büyüktür?" anlamına gelmekte ve soru ile şüphe ifade etmektedir. 
  • İmama uymak için ayakta kılınan iftitah tekbirinin tamamının kıyam halinde alınması şarttır. Bunun için rükû halinde bulunan bir İmama uyan kimse, kıyam halinde "Allâhu Ekber" derken, "Ekber" sözünü rükûya vardıktan sonra söyleyecek olsa, İmama uyması sahih olmaz. 
2- Kıyam (Ayakta Durmak)

Farz, vacib ve adak namazlarda, ayakta durmaya engel olacak zaruri bir özür bulunmadıkça kıraat süresünce ayakta durmak farzdır. Namazda ayakta durmanın ölçüsü; ellerin uzatıldığı diz kapaklarına ulaşmıyorsa, ayakta durma gerçekleşmiş demektir. 
  • Bir hasta gerçek olarak veya hükmen ayakta kalmaktan aciz ise namazını oturarak kılar. Yine, bir hasta, bir yere dayanmak suretiyle ayakta namaz kılmaya gücü yettiği sürece, oturarak farz namazları kılamaz. Bir süre ayakta durmaya gücü yetiyorsa, o sürece ayakta durur ve sonra oturarak namazını tamamlar. Hatta yalnız iftitah tekbirini ayakta almaya gücü yeten kimse, bu tekbiri ayakta alır, sonra oturarak namazını kılar. 
  • Ayakta namaz kıldığı takdirde, Kur'an okumaktan aciz olan bir kimse, namazını oturup kıraatle kılar. Ayakta bir miktar okumaya gücü yeten kimse, gücü yettiği kadar ayakta okur, geri kalan kısmı oturarak kılar. 
  • Oturduğu halde de rükû ve secde etmeye gücü yetmeyen kimse, başı ile ima ederek rükû ve secdesini yapar. Üzerine secde etmek için yastık gibi bir şey temin etmesi uygun değildir. Bununla beraber, İmam-ı Harameyn'e göre, böyle bir şey üzerine başını koyarak secde etmesi caizdir. Bu durumda, secde yerinin sertliğini duyarsa namazını rükû ve secde ile kılmış olur. Duymazsa ima ile kılmış olur. 
  • Bir hasta başı ile ima yapmaya gücü yetmezse, namazını sonraya bırakır. Kalbi ile kaş ve gözleri ile ima etmez. Bu hüküm İmam-ı Azam'a göredir. İmam Ebu Yusuf'a göre, bu durumda kalbi ile imada bulunmasa da göz ve kaşları ile ima eder. Diğer bir rivayete göre, böyle bir hastanın acziyet hali bir gün bir geceden fazla sürerse; bu zamanla ilgili namazları tamamen kendisinden düşer. Aklı başında olsa da hüküm budur.
3- Kıraat

Namazda Kur'an-i Kerim'den belirli bir miktar okumaktır. Namada kıraat; namaz kılanın kendisi işitebilecek derece dili ile harfleri belirterek, Kur'an-ı Kerim ayetlerinden bir miktar okuması, namazın bir rüknu olarak farzdır. Kendisi duyamayacak kadar bir sesle okuyuş, kıraat değildir. Ancak imama uyan kimseler bu kıraattan müstesnadır. Namazda kıraatın farz olan miktarı; İmam-ı Azam'a göre kısa da olsa en az bir ayettir. Ebu Yusuf, İmam Muhammed ve İmam-ı Azam'dan gelen diğer bir rivayette ise üç kısa ayet yahut üç kısa ayet miktarında uzun bir ayettir. İhtiyata uygun olan da budur. 
  • Nafile namazlar ile vitir namazının bütün rekâtlarında ve farz namazlarının ilk iki rekâtında Kur'an okumak, İmam veya yalnız kılanlar için farzdır. 
  • Kur'an-i Kerim'in başka bir dildeki tercümesini kıraatta okumak caiz değildir. Çünkü Kur'an-ı Kerim, hem söz hem de mana yönünden Allah-u Zülcelâl'in kelamıdır. 
  • İmama uyan cemaatin, hem açıktan kıraat yapılan namazlarda hem de gizli okunan namazlarda, sükût etmeleri vacibtir. 
4- Rükû

Rükû, kıraatan sonra elleri dizlere koyup eğilmektir. Rükûnun en az miktarı, namaz kılan kimsenin ellerinin dizlerine kavuşacak biçimde eğilmesidir. 
  • İmama rükû halinde yetişen kimse, ayakta tekbir alıp ondan sonra rükûya gider. İftitah tekbirini tam ayaktayken almak lazımdır. Bu tekbiri rükûya yakın vaziyette almış olursa, namazı bozulur ve imama uymuş olmaz. 
  • İmam henüz rükûda iken yetişip ona uyarak rükuya varan kimse, o rekâtı İmamla beraber kılmış sayılır. Fakat İmam rükûda iken tekbir alıp İmam rükûdan kalktıktan sonra rükuya gitse, o rekâta yetişmiş sayılmaz ve bu rekâtı kaçırmış olur. Kaçırmış olduğu rekâtı, İmam selam verdikten sonra tamamlar. 
5- Sücud (Secdeler)
Secde de namazın bir rüknu olduğundan farzdır. Namaz kılan kimse rükûdan sonra secdeye varır. Rükûdan doğrulduktan sonra yere kapanarak, iki dizi üzerinde ellerine dayanıp alnını ve burnunu iki eli arasında yere koyar. Allah-u Zülcelâl'e ta'zimde bulunur. Bu şekilde secde, her rekâtta ikişer defa arka arkaya yapılır.
  • Secdede iki ayağı yere koymak farzdır. Bu yüzden, iki ayağın parmakları da yere konulmadıkça secde caiz olmaz. Bazı âlimler, bir parmağı yere koymakla farz yerine gelir demişlerdir. Tercih edilen görüşe göre, bir ayağın yalnız bir parmağını veya ayağın yalnız üstünü yere koymak caiz olmaz. 
  • Namazda, secde için alın yere konulduğu halde burun yere konmasa, secde yine caiz olur; fakat böyle bir secde özür bulunmayınca, mekruhtur. Aksine olarak, burun yere konulup alın konmazsa özür olmadığı takdirde, İmam-ı Azam'a göre kerahetle caiz olur. Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre özürsüz böyle bir secde caiz olmaz. Tercih edilen görüş budur. 
  • Secde de alnın konulacağı yer, ayakların bastığı yerden iki kerpiç, yani yaklaşık 22-23 cm'den daha yüksek olmamalıdır. Aksi halde, secde caiz olmaz. 
  • Cemaat ile namaz kılınırken, yer darlığı sebebiyle secde edilecek düz yer bulunmaması halinde, namaz kılan öndeki cemaatin sırtına secde etmek caizdir. Bu durumda yüksekliğin fazla olması, secdenin sıhhatine engel değildir. Ancak, sırtına secde edilen öndeki kişi, başka bir namaz kılıyor ise o takdirde yapılan secde sahih olmaz. 
6- Kade-i Ahire (Son Oturuş)
Namazın sonunda ve ikinci secdeden kalktıktan sonra "Teşehhüd" miktarı kadar oturmaktır. Teşehhüd miktarı, son oturuşta okunan Ettahiyyatü duasının şehadet kelimesine kadar ki bölümün okunması miktarıdır. Her namazın son rekâttan sonra, bu kadarlık bir süre oturmak farzdır. Ettehiyyatü duasını okumak ise vacibtir. Bu, iki rekâtlı namazlarda, ikinci rekâttan sonraki oturuştur. Dört rekatlı namazlarda, dördüncü rekâttan sonraki oturuş, üç rekatlı namazlarda da üçüncü rekâttan sonraki oturuştur. 
  • Namazlarda son oturuş; farz, vacib, sünnet ve nafile namazların hepsinde de farzdır. Bu son oturuş yapılmadan, namaza son vermek istenirse namazların farzlarından biri yapılmamış olacağından, namaz bozulur. 
  • Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra, namazdaki tilavet secdesini hatırlayarak secdeye varsa, namazı bozulur. Çünkü bu halde, son oturuşta bulunmamış olur. Fakat tilavet secdesini yaptıktan sonra, tekrar teşehhüd miktarı otursa, o zaman son oturuş yapılmış olur. 
  • Namaz kılanın, kendi ihtiyarlığına bağlı olan bir işle namazdan çıkması da İmam-ı Azam'a göre bir rükun olduğundan farzdır. Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, bu farz değildir. Bu ihtilaftan şu mesele doğar: Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktari oturduktan sonra, kasten namaza aykırı bir iş yapsa ittifakla namazı tamam olur. Fakat namaz kılanın ihtiyarına bağlı olmayarak bir abdestsizlik işi meydana gelse, bu durumda Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, namaz tamam olur. İmam-ı Azam'a göre ise namaz tamam olmuş sayılmaz. Hemen abdest alıp kendi ihtiyarı ile namazdan çıkması gerekir, değilse namazı batıl olur. 

Kaynak:  Büyük İslam İlmihâli
Muelif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri




 

 
  Bugün 4 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol