hakka davet, davet hakkka, hakka davet sitesi, hakka sitesi davet, davet sitesi hakka, namaz, namaz ile ilgili bilgiler, taharet, tasavvuf, tasavvuf nedir, abdest, abdest nedir, abdestin farzları, abdestin sünnetleri, itikat, temel itikat bilgileri, allahın sıfatları Hakka Davet - Zekatla Alakalı Muhtelif Meseleler
   
  Hakka Davet
  Zekatla Alakalı Muhtelif Meseleler
 
Zekâtla Alakalı Muhtelif Meseleler

Zekâttan Kurtulmak İçin Hile Yapmak
Zekât vermekle yükümlü olan bir müslümanın, zekât malını fakire hibe etmesi ve sonradan onu satın alması ya da üzerinden bir yıl geçmeden malını bir yakınına hibe etmesi ve sonra geri alması gibi zekâtı üzerinden düşürmek için hile yapması, haramdır. 

Bir kimse, nisab miktarı malını zekâttan kaçmak için, değişik bir mal cinsi ile değiştirirse, örneğin; parası ile hayvanları değiştirirse ya da zekâttan düşürmek için kasten nisab miktarı malının bir kısmını yok ederse ya da otlak hayvanlarını besi hayvanı yaparsa, İmam-ı Âzam'a ve İmam-ı Şafii'ye göre zekât borcu düşer. Çünkü yıl tamamlanmadan mal eksilmiş, nisab miktarından aşağıya düşmüştür. Dolayısıyla bu maldan zekât vermek gerekmez. Fakat Hanbeli ve Maliki mezheplerine göre, zekât borcu düşmez. 

Zekâtı Başka Beldeye Göndermek

Hanefi mezhebine göre, zekâtı bir yerden başka bir yere göndermek caiz olmakla birlikte mekruhtur. Ancak, bir kimsenin kendi bulunduğu yerin fakirlerinden daha muhtaç durumda olan birine veya akrabalarına zekâtını göndermesi mekruh değildir. 

Şafii mezhebine göre, mal nerede ise zekât oranın fakirlerine verilmelidir. Muhtaç olan akrabalara da olsa, zekâtın bir yerden başka bir yere gönderilmesi caiz değildir. Bu durumda zekât ödenmemiş sayılır. Fakat kişinin bulunduğu yerde fakir yoksa en yakın yerin fakirine verilmesine mahzur yoktur. Bir görüşe göre ise başka bir beldeye göndermek caizdir. (Tenviru'l-Kulüb, 227) 

Zekât Vermek Üzere Vekil Tayin Etmek
Âlimler, zekâtı ödemede başkalarını vekil etmenin caiz olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Buna göre, birkaç kişi, zekâtlarını müstahak olanlara vermek üzere, birisini vekil tayin etmeleri caizdir.

Hanefi mezhebine göre, mükelleflerin zekâtlarını ayrı ayrı tutması ve karıştırmaması gerekir. Yoksa kesesinden gitmiş olur. Kendisini vekil tayin edenlerin zekâtının mislini veya bedelini iade etmesi lazımdır. (Durrü'l-Muhtar, 2/11) Yalnız, kendisini vekil tayin edenler karıştırmak için izin verseler veya karıştıracağını bilerek kendisine zekâtı teslim etseler o zaman karıştırmasında bir beis yoktur. 

Şafii mezhebine göre, mükelleflerin zekâtlarını birbirine karıştırmasında bir beis yoktur. 


Zekâtın Farz Olmasından Sonra Malın Yok Olması
Hanefi mezhebine göre, zekât farz olduktan sonra mal yok olursa zekât düşer. Çünkü farz olan miktar nisabın bir parçasıdır. Zekât kudret-i müyessire ile farz olmuştur. Kudret-i müyessire zekâtı ödeyinceye kadar zenginlik durumunun devam etmesidir. Dolayısıyla, zekât mahalli olan nisabın yok olması sebebiyle farz olan zekât da düşer. İster ödeme imkânu bulunsun isterse bulunmasın hüküm değişmez. 

Kudret-i müyessire yok olsa da bir kimse malını tüketmekle, yani kasten yok etmekle zekât borcu düşmez. Çünkü bunda, kendisinin sebep olduğu haksızlık vardır. (Fethu'l-Kadir, 1/514; Durrü'l-Muhtar, 2/28) 

Şafii mezhebine göre, zekât farz olduktan sonra malın yok olması durumunda, kişinin zekât vermesi gerekir. (Bidayetü'l-Müctehid, 1/241; el-Mühezzebi 1/144)

Kaynak: Büyük İslâm İlmihali 
Müellif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri

 

 
  Bugün 7 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol