Abdullah Beceli şöyle anlatmıştır: Komşularımdan birisi vefat etti. Onun cenazesine gittik. Yıkadıktan sonra kabre götürdük. Kabrini kazdığımız zaman, kabirde kediye benzeyen biçimsiz bir hayvan çıktı. Ne yaptıysak onu kabirden çıkaramadık. Kürek ve kazmalarla o kadar vurmamıza rağmen, sanki vücudunda ruh yokmuş gibi ne öldü, ne de gitti. Başka bir kabir daha kazdık, oradan da o hayvan çıkınca bunun zahiri bir hayvan olmayıp manevi acayip bir şey olduğunu anladık ve komşumuzu oraya defnettik. Daha oradan ayrılmamıştık ki, kabrin sıkıştırmasından dolayı kemiklerinin gıcırtısını duyduk. Eve döndüğümüz zaman, onun hanımına; "Kocanın ameli nedir?"  diye sorunca, bize şöyle cevap verdi: "Kocam hiç namaz kılmıyor ve gusül abdesti almıyordu."

İzzeddin bin Abdüsselam şiddetli soğuk olan bir gece ihtilam olmuştu. Kalkı gusül yapabilmek için suyun kenarına geldiğinde, buz tutmuş olduğunu gördü. Buzu kırarak gusül yaptı. Ertesi gece tekrar ihtilam oldu. Gelip buzu kırarak gusül yapınca soğuğun şiddetinden bayıldı. Ve ona şöyle bir nida geldi: "Ey İzzeddin! Seni dünyada ve ahirette şeregli kimselerden kıldık." Görüldüğü üzere, Allah-u Zülcelâl'in emrine uymanın mükâfatları bu şekildedir. 

İmam-ı Gazali şöyle anlatmıştır: Bir kimse rüyasında ölen bir arkadaşını görünce: 'Allah-u Zülcelâl sana nasıl muamele yaptı?' diye sordu. O adam şöyle cevap verdi: 'Ben kendimi cenabetlikten temizlemiyordum. Bundan dolayı, Allah-u Zülcelâl bana ateşten bir gömlek giydirdi. Onun içinde yuvarlanıyorum." İşte bu da O'nun emirlerinin dışında hareket etmenin cezasıdır. 

Hz. Aişe radıyallâhu anhadan şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem cünüp iken, yemek yemek veya uyumak istediğinde abdest alırdı." (Buhari, Müslim)

Ebu Said el-Hudri radıyallâhu anhudan rivayet edilen hadis-i şerifte de Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, hanımıyla cinsel temasta bulunduktan sonra, tekrar (temas) etmek isterse namaz abdesti gibi abdest alsın." (Müslim, Ebu Davud)

İbn Abbas radıyallâhu anhudan şöyle rivayet edilmiştir: "Allah-u Zülcelâl sizi çıplaklıktan men etmiştir. Sizden ayrılmayan rahmet ve bereket melekleri, şu üç halin dışında, size çıplak bakmaktan hayâ ederler: 1- Kaza-i Hacet esnasında (tuvalette), 2. Cima ederken (yatakta), 3. Gusül yaparken." 

İşte, bu nakletmiş olduğumuz hadis-i şerifleri bugüne kadar bilmeyenler, bunları öğrendikten sonra, bugüne değin yapmış oldukları hatalardan dolayı tevbe ederek, bundan sonra kural ve kaidelere uygun olarak hareket etmeleri gerekir. Çünkü insan cünüp iken rahmet ve bereket melekleri ona yaklaşmazlar.

Netice olarak, bir kimse cünüp iken bir şey yemek isterse, uyumak veya hanımına tekrar yaklaşmak isterse en eftali gusül abdesti almasıdır. Böyle olmasa dahi en azından namaz abdesti almalıdır. Öyleyse insan, kendisini Allah-u Zülcelâl'in rahmet ve bereketinden mahrum etmemeli, o anda ölebileceğini düşünüp hemen gusül abdesti almalıdır. Böyle davranmak, en sağlıklı ve menfaatli olanıdır. 

Kaynak: Büyük İslam İlmihâli
Muelif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri