hakka davet, davet hakkka, hakka davet sitesi, hakka sitesi davet, davet sitesi hakka, namaz, namaz ile ilgili bilgiler, taharet, tasavvuf, tasavvuf nedir, abdest, abdest nedir, abdestin farzları, abdestin sünnetleri, itikat, temel itikat bilgileri, allahın sıfatları Hakka Davet - Zekatın Batıni Edepleri
   
  Hakka Davet
  Zekatın Batıni Edepleri
 
Zekâtın Bâtınî Edepleri
Birinci ince mana; mal ve servet, insanların gözünde çok değerlidir. Çünkü bu sayede, dünyada zevk-ü sefa sürerler. Bu dünyaya gönülden dost olurlar ve ölümden tiksinirler. Hâlbuki bilmezler ki, insan ancak ölmekle sevgilisine kavuşur. Bundan dolayı, insanlar Allah-u Zülcelâl'i sevme hususundaki davalarının doğruluğunu ortaya çıkarmak amacıyla imtihana tabi tutul-muşlardır. 

Bu uğurda gözleri kadar sevdikleri mallarından ayrılmaları istenmiştir. Nitekim Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah, müminlerden, cennet mukabilinde canlarını ve mallarını satın aldı." (Tevbe; 111) Bu cenneti almak, cihad ile olur. 

Cihad ise Allah-u Zülcelâl'e kavuşmak aşkıyla canını seve seve vermektir. Oysa, malı seve seve vermek, canı vermekten daha basittir. Malları harcamak konusunda bu ince manalar ortaya çıkınca tabii sonuç olarak insanlar üç kısma ayrılırlar: 
  • a) Allah-u Zülcelâl'i birlemelerinde samimi olanlar; Bunlar bütün mallarından vazgeçmişlerdir. Nitekim Hz. Ebu Bekir radıyallâhu anhu bütün servetini getirip, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi veselleme takdim etmişti.
  • b) Birinci kısmın biraz aşağısındadırlar. Bunlar tutumlu kimselerdir. İhtiyaç zamanlarını, hayır yapılacak vakitleri ve kurumları gözetirler. Mal biriktirmelerindeki amaç, israfa ve zevke kaçmadan ihtiyaç nispetinde harcamak, ihtiyaçtan arka kalanları gerektiğinde hayır yapılacak müessese ve şahıslara vermektir. Bu kimseler, yalnız zekât vermekle yetinmezler. 
  • c) Üçüncü kısmı oluşturan grup, yalnız zekât vermekle yetinir. Zekâtlarından ne fazla ne de eksik verirler. 
İkinci ince mana: İnsanları felakete sürükleyen "cimrilik" sıfatından temizlemektir. Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Kim nefsinin hırsından ve cimriliğinden korunursa, işte muratlarına erenler onların ta kendileridir." (Haşr; 9) 

Cimrilik sıfatı ancak: "Malı harcamaya, sarf etmeye alışmak!" suretiyle giderilir. Belirli bir şeye karşı duyulan aşırı sevgiden kurtulmanın yolu, normale dönünceye kadar, nefsi o şeyden uzaklaştırmaktır. 

Bu manasıyla zekât, temizleyicidir. Yani sahibini, helake sevk eden pis cimrilikten temizler. Ancak, o kişinin temizliği, malını harcaması, verdiği zekâtla sevinmesi, Allah yolunda harcamaktan dolayu duyduğu mutluluğu ile orantılıdır. 

Üçüncü ince mana; nimete şükür etmektir. Şüphesiz Allah-u Zülcelâl'in kulunun katında zatında ve malında hakkı olan nimetler vardır. Bedenle yapılan ibadetler, beden nimetinin şükrüdür. Mali ibadetler de mal nimetinin şükrüdür. Darda kalan ve kendisine muhtaç bir fakiri görüp te malının kırkta birini veya mahsulünün onda birini vererek, onu istemekten ve başkalarına muhtaç olmaktan kurtarmayan, Allah-u Zülcelâl'e karşı şükür borcunu yerine getirmeye nefsi yanaşmayan kimse, ne kadar da hadistir, cimridir! 

Zekâtın her yönden birçok yararları vardır. Kalbimizdeki mal ve mülk sevgisi, bizi yüksek duygulardan yoksun bıraktığı gibi hata ve günahlara da sürükler. İşte, zekât sayesinde kalbin bu zararlı duyhusuna ve meyline direnmiş oluruz. Nefis de cimrilikten kurtulmuş olur. 

Zekât sayesinde, yoksullar ve acizler sevindirilir. Mal varlığı da hain ve hırslı gözlerin saldırısından korunmuş olur. Bununla beraber zekât, Allah-u Zülcelâl'in nimetlerine karşı şükretmenin bir ifadesidir. Allah-u Zülcelâl'in ihsan etmiş olduğu nimetlerine şükür, farz olan zekâtın ödenmesiyle yerine getirilmiş olur. 

Kaynak: Büyük İslâm İlmihali
Müellif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri





 

 
  Bugün 19 ziyaretçi (28 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol