Kalp Huzurunu Temin Edecek Çareler

1- Kalp huzurunun çaresi için dua: Huzur, kalbin duasına bağlıdır. Kalp ancak kişinin istediği şeye hazır olur. Zira kalp yaratılış icabı böyledir. Sahibinin ilgi gösterdiği hususların etkisindedir. Kalp namaz esnasında hazır değilse, muhakkak dünya ile ilgili bir düşüncenin etrafında dolaşmaktadır. 
   Bunun çaresi, kendini her şeyden sıyırarak namaza vermektir. Kalbin namaza bağlılığını sağlamak, ahiretin sonsuz bir mutluluk yeri olduğuna, huzurla kılınan namazın ise bunu sağlayan bir araç olduğuna inanıp tasdik etmekle mümkündür. 
2- İyi anlayışın çaresi: Kalp huzurundan sonra, düşünceyi, manayı kavramaya çalışmak, zihni yormaktır. İlacı yukarıda anlattıklarımızla beraber, tefekküre yönelmek, zihne gelen diğer şeyleri gidermeye çalışmaktır. Bunun tedavi holu da düşüncelerin cezbesine kapıldığı şeylerden kişinin sıyrılmasıdır. 
3- Tazimin çaresi: Kalbe özel bir haldir ki, iki şeyi bilmekten doğar: a) Allah-u Zülcelâl'in kudret ve azametini bilmektir. Bu da imanın temellerindendir. b) Nefsin düşmanlığını, yaratılmış, emir altında bir köle olduğunu bilmektir. Ta ki bunları bilip kendini hakir görerek, nokan sıfatlardan münezzeh olan Allah-u Zülcelâl'e karşı huşuun meydana gelmesi sağlanır. 
4- Heybet ve korku ise nefsin bir halidir. Allah-u Zülcelâl'in kudretini, kahrını, herhangi bir hususta küçük bir emirle dileğini, eğer O bütün varlıkları yok etmiş olsa mülkünden zerre kadar bir şeyin eksilmeyeceğini bilmekten doğar. Bir kimsenin Allah-u Zülcelâl hakkında bilgisi ne kadar artarsa, korku ve haşyeti de o nispette artar. 
5- Reca'nın Çaresi; Allah-u Zülcelâl'in lütfunun, kereminin, nimet verişinin yaygınlığını, sanatının güzelliğini, namaz karşılığında cenneti vaadedişindeki doğruluğu bilmektir. Allah-u Zülcelâl'e karşı inanç, lüftuna karşı bilgi hâsıl olunca, şüphesiz bu kuvvetli inançtan ümit doğar. 
6- Hayânın çaresi ise kişinin ibadette kusurlu olduğunu anlaması, Allah-u Zülcelâl'in hakkını yerine getirmekten aciz bulunduğunu idrak etmesi ile olur. Hayânın takviye vasıtası, nefsin ayıplarını, afetlerin, samimiyetinin azlığını, bütün hareketlerinde dünya zevklerine karşı meyilli olmasını, diğer taraftan Allah-u Zülcelâl'in azamet ve celalinin gerektirdiği yüceliğini, kalpten geçenleri ve iç bünyenin sırlarına, Allah-u Zülcelâl'in hakkıyla müttali olduğunu bilmektir. Bunlar kesin bir şekilde meydana geldiği zaman, zaruri olarak insanda hayâ hissi meydana gelir.
   Bütün bu sıfatları kazanmanın çaresi, onları meydana getiren sebepleri hazırlamaktır. Sebebin bilinmesi, ilacın bilinmesi demektir.

Kaynak: Büyük İslâm İlmihali
Muelif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri