hakka davet, davet hakkka, hakka davet sitesi, hakka sitesi davet, davet sitesi hakka, namaz, namaz ile ilgili bilgiler, taharet, tasavvuf, tasavvuf nedir, abdest, abdest nedir, abdestin farzları, abdestin sünnetleri, itikat, temel itikat bilgileri, allahın sıfatları Hakka Davet - Kıyamet Alametleri
   
  Hakka Davet
  Kıyamet Alametleri
 

KIYAMET ALAMETLERİ

İslam'da, "ahir zaman" denince dünyanın son dönemi hatıra gelmektedir. Zira akidemize göre, başlangıcı olan bu âlemin mutlaka sonu da vardır. Fakat bu sonun, kesin olarak zamanı bildirilmemiştir. Bu bilgi, yalnız Allah'a mahsustur.

Kur'an, kıyamet olayının kesinliğini, yakınlığını bildirdiği, hatta oluş biçimine ilişkin tasvirler verdiği halde, zamanı konusunda bir açıklama yapmaz. Kıyamet doğrudan doğruya Allah'ın dilemesine bağlı bir olaydır ve O'ndan başka hiçkimsenin bu konuda bir bilgisi yoktur. Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede buyurduğu gibi: "Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah katındadır." (Lokman; 34) gibi ayetlerle kıyametin zamanının hiçkimse tarafından bilinemeyeceğini belirtirken sonra, bu konuda sorulan soruları şöyle cevaplar: "De ki: Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini kendisinden başkası açıklayamaz." (A'raf; 187)

Yalnız, ahir zamanda ortaya çıkarak kıyametin yaklaştığını, kopmak üzere olduğunu gösteren belirtiler vardır. Âlimler, hadislerle dile getirilen kıyamet alametleri nitelikleri açısından değerlendirerek, bunları küçük alametler ve büyük alametter olmak üzere iki başlık altında toplamışlardır. Küçük alametlerin çoğu görülmüştür ve başlıca alametler şunlardır: 

Küçük Alâmetler

  1. Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellemin son peygamber olarak gönderilmesi.
  2. İlmin -genel manada- ortadan kalkması.
  3. Alkollü içkilerin çoğalması.
  4. Emanetin zayi olup ganimet sayılması.
  5. Zekâtın ağır bir yük sayılması ve verilmemesi.
  6. Mescitlerde yüksek sesle konuşulması.
  7. Şarkıcı kadınların zuhur etmesi.
  8. Oyun ve çalgıların çoğalması.
  9. Sonradan gelen neslin, önceden gelen nesle lanet okuması.
  10. Din öğreniminin yapılmaması.
  11. Kişinin karısına itaat edip anasına âsi olması, arkadaşına yaklaşıp babasın uzaklaşması.
  12. Kişiye şerrinden korkulduğu için ikram edilmesi.
  13. Cariyenin efendisini doğurması.
  14. İnsanların yüksek binalar kurmakta birbirleriyle yarışmaları
  15. Bid'at ve fitnelerin zuhur etmesi. 
  16. Erkeklerin ipekli elbise giymeleri.
  17. Müslümanların Yahudilerle savaş yapması.
  18. Fırat Nehri'nin altından, altından bir dağı açıp ortaya çıkarması.
  19. Yalancı Peygamberlerin ortaya çıkması.
  20. İnsanların lekillerinin dğeişmesi. 
  21. İslamiyet'in silinmesi ve Kur'an'ın çekip gitmesi.
  22. Şiddetli rüzgârların esmesi.
  23. İnsanlar arasında zinanın çoğalması, kadınların kadınlarla erkeklerin erkeklerle teması.
  24. Falan yerde emin bir adam vardır, denecek derecede emin kimselerin az kalması.
  25. İslam'ın farzlarından biri olan Emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker'in terk edilmesi.
  26. Kötülüğün yapılması için emredilmesi, iyiliğin ise yasaklanması.
  27. Dünya meşakkatlerinin çoğalmaları, huzurun kalmaması.
  28. Zalim ve yalancı kimselerin çoğalmaları, insanları hak yoldan çıkarmaları.
  29. Doğru söyleyenin insanlar tarafından sevilmemesi.
  30. İnsanlarda ahiret korkusunun kalmaması
  31. Adaletn kalkması
  32. Kadınların çoğalıp, erkeklerin azalması. 
Bunların birçoğu vuku bulmuş, az bir kısmı da kıyamete çok yaklaşıldığında ortaya çıkacaktır. 
Bazı savaşlar ve fetihler, kıyamet alametidir. Hz. Muaz İbnu Cebel radıyallâhu anhu anlatıyor: "Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem bir gün: 'Beytu'l-Makdis'in imârı, Yesrib'in (Medine) harabıdır. Yesrib'in harâbı, melhamenin (savaşın) çıkmsıdır. Melhame, İstanbul'ın (manevi) fethidir!' buyurdular. Sonra elini (Resûlullah) konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muâz'ın) dizine vurdular ve: 'Bu söylediğim, kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi' buyurdular." (Ebu Davud, Melahim, 3, (4294))
 
Bir başka hadis-i şerifte buyrulmuştur ki: "Zaman yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu öyle bir yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi; bir ay bir hafta gibi; hafta da bir gün gibi; bir gün bir saat gibi; saat de bir çıra tutuşması gibi (kısa) olur." (Tirmizî, Zühd, 24) Bu hadis-i şerften de anlıyoruz ki, kıyamet yaklaştığında, zaman mefhumu değişikliğe uğrayacaktır.

Kıyametten evvel çok savaş çıkacak, fitener olacak, yalancı peygamberler zuhur edecektir. Peygamberimiz o vakit; iç savaşlara karışmamayı, ilim, amel ve tebliğ ile meşgul olmayı tavsiye etmiştir. 

Huzeyfe radıyallahu anhu rivayet ediyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâma halk hayırdan sorardı. Ben ise bana da ulaşabilir korkusuyla hep şerden sorardım. (Yine bir gün:) 'Ey Allah'ın Resûlü! Biz Cahiliye devrinde şer içerisinde idik, Allah bize bu hayrı verdi. Bu hayırdan sonra tekrar şer var mı?' diye sordum. 'Evet, var!' buyurdular. Ben tekrar: 'Peki bu şerden sonra hayır var mı?' dedim. 'Evet, var! Fakat onda dumanda var' buyurdular. Ben 'Duman (dehan) da ne?' dedim. 

'Bir kavim var. Sünnetimden başka bir sünnet edinir; hidayetimden başka bir hidayet arar. Bazı işlerini iyi (ma'rûf) bulursun, bazı işlerini kötü (münker) bulursun' buyurdular. Ben tekrar: 'Bu hayırdan sonra başka bir şer kaldı mı?' diye sordum. 'Evet! Cehennem kapısına çağıran davetçiler var. Kim onlara icabet ederek o kapıya doğru gidersei onlar bunu ateşe atarlar' buyurdular. Ben: 'Ey Allah'ın Resûlü! Ben (o güne) ulaşırsam, bana ne emredersiniz?' dedim. 'Müslümanların cemaatine ve imamlarına uy, onlardan ayrılma. İmam sırtına (zulmen) vursa, malını (haksızlıkla) alsa da onu dinle ve itaat et!' buyurdular. 'O zaman, ne cemaat ne de imam yoksa?' dedim. 

'O takdirde bütün fırkaları terk et (kaç)! Öyle bir ağacın köküne dişlerinle tutunmuş bile olsan, ölüm sana gelinceye kadar o vaziyette kal!' buyurdular." (Buharî, Fiten, 11) 

Kıyamet yaklaşınca Allah'ın emrettiği marufları emretmek, nehiylerini yasaklamak terk edilecektir. "Sizde iki sarhoşluk ortaya çıkmadıkça Allah tarafından gelen hak din üzerine devam edersiniz: Cehalet sarhoşluğu ve dünyaya aşırı düşkünlük. Siz iyiliği emreder, kötülüğe engel olur ve Allah yolunda cihad ederken, içinizde dünya sevgisi oluşuverince iyiliği emretmez, kötülüğe engel olmaz ve Allah yolunda cihadı bırakırsınız. O gün, Kitap ve Sünnet'in emirlerini yaymaya çalışankar, Ensar ve Muhâcirlerden İslam'a ilk giren kimseler gibidirler." (Bezzâr, Mecmau'z Zevâid, VII, 271)

Mal bollaşacak, yüksek binalar çoğalacak, emin insanlar azalacak, zina çoğalacak, huzursuzluk, iç karışıklık çoğalacak, ölenin niye öldüğünü öldürenün niye öldürüldüğünü bilmediği herc (terör) olayları meydana gelecektir. Peygamberimiz, hadis-i şerifte buyurmuştur ki: "Herc (anarşi) zamanında kulluk, bana hicret etmek gibidir." (Müslim, Fiten, 130)

Peygamberimiz bu fitnelere karşı, müslümanların cemaatine sığınmayı emretmiştir: "Şeytan insanın kurdudur. Koyun kurdunun, sürüden ayrılan, bir köşede yalnız kalan koyunu avladığı gibi şeytan da toplumdan ayrılan insanı avlar. Binaenaleyh siz, ayrılıktn ve ihtilaftan sakının, cemaaetten ve mescidden ayrılmamamaya bakın." (Ahmed b. Hanbel, V, 233, 243)

Kıyametin Büyük Alametleri

1- Mehdi alehisselâmın Çıkması
Kıyametin büyük alametlerinden biri de kıyamet kopmadan önce Mehdi aleyhisselâmın gelmesidir. Nitekim Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem Mehdi aleyhisselâmın geleceğini haber veren bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Dünyada yalnızca bir gün kalsa bile, yeryüzünü zulmün kapladğı gibi adaletle dolduracak, ismi benim ismime, babasının ismi benim babamın ismine uyan, benden veya Ehl- Beyt'imden birini göndermek için Allah-u Teâla o günü uzatacaktır." (Ebu Davud, Mehdi, 1; Tirmizi, Fiten, 52)

Mehdi hakkında otuzdan veya bâzı alimlere göre elliden fazla hadis rivayet edilmiştir. Toplamı manevi tevatür derecesine ulaşmıştır. 

Ehl-i Sünnet âlimleri, delalet fırkalarının ortaya attığı mehdi inançlarından farklı olarak, ehl-i sünnetin mehdi itikadına göre, Hz. Mehdinin kesin olan vasıflarını şöyle ortaya koymuşlardır: Mehdî, Peygamber Efendimiz'in soyundan gelecek, Peygamber Efendimiz'in ismini taşıyacak, dünyayı adaletle dolduracaktır. 

Farklı rivayetlere göre; Mehdi aleyhisselâm Hz. Peygamber'in yolundan gidecek, uyuyan kimseyi uyandurmayacak, kan da akıtmayacaktır. İhya etmedik sünnet, kaldırmadık bid'at bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem gibi dinin icaplarını yerine getirecektir. 

2- Deccal'in Çıkması
Kıyametin büyük alametlerinden birisi de Deccal'in çıkmasıdır. Deccal, müslümanlar için büyük bir fitne olacaktır. Peygamberlik hatta ilahlık taslayacaktır. Allah-u Zülcelâl ona, akılları hayrete düşürecek şekilde bir kuvvet verir. Bu kuvvetle, istediği zaman buluttan yağmur yağdırır, istediği zaman da durdurur. Ölüyü diriltir, çöl olan yerlerde de ot bitirir. Bütün bunlar, insanoğlu için fitne ve imtihandır. Onun yaptıklarına (hakiki) mü'minler aldanmazlar. Fakat kalplerinde şüphe bulunan kimseler, ona aldanıp uyarlar. Allah-u Zülcelal'in koruduğu kimseler hariç, insanların birçoğu ona aldanacaktır. 

Deccal, Mehdi aleyhisselâm zamanında çıkacak ve İsa aleyhisselâm tarafından öldürülecektir. Kim Deccal'in bu fitnelerinden kurtulmak istiyorsa, günahlarından kaçınıp Allah-u Zülcelal'i razı edecek salih ameller yapmalı ve Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellemin tavsiye buyurduğu gibi, Kehf suresinin başından ya da sonundan on ayet ezberleyip okumalıdır. 
Bu sûrenin, okuyanı Deccal fitnesinden koruyacağı meselesinde âlimler: "Bu sureyi anlayarak, düşünerek, kavrayarak okuyanların Deccal'a karşı intibaha (uyanışa) gelip fitnesine düşmekten kendilerini koruyacağını" beyan etmişlerdir. Kurtubî ve Nevevi böyle söylemekte müttefiktirler. 

3- Hz. İsa aleyhisselâmın Yere İnmesi
Hz. İsa aleyhisselâm hakkında, Kur'an-ı Kerim'de birçok ayet nazil olmuştur. Bu ayetlerde anlatıldığına göre Hz. İsa Hristiyanların iddia ettiği gibi çarmıhta ölmemiştir. Allah'ın katına yükseltilmiştir. (Nisa, 155-158)  İşte kıyamet yaklaştığı ve Deccal zuhur edip büyük bir fitne çıkardığı zaman, Hz. İsa inecektir. O sırada müslümanların başında Hz. Mehdi bulunacaktır. Hadis-i şeifte şöyle buyrulmuştur: "İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryemoğlu sizin içinize indiği zaman, sizler nasıl olursunuz?" (Buhari, Enbiya, 50; Müslim, İman, 71)

Hz. İsa delillerle indiği zaman, dünyadaki Ehl-i Kitap (Hristiyan ve Yahudiler) ona iman edecek, dünya adaletle ve hidayetele dolacaktır. Çünkü onun inmesi, kıyamet için bir delil ve alamet olacaktır. 

"Hayır, o bir ilah değil, nimetimize mazhar ettiğimiz ve İsrailoğulları için örnek yaptığımız has bir kulumuzdu. Şayet yapmak isteseydik, sizin yerinize geçmek üzere melekler yaratırdık. Ama bu, Allah'ın hikmetine aykırıdır. Gerçekten o (Hz. İsa), kıyamet için bir bilgidir/alamettir. Artık siz, o saatin geleceğinden hiç şüphe etmeyin de Bana tabî olun. Doğru yol budur." (Zuhruf; 59-61) "And olsun, Kitap Ehlinden, ölümünden önce ona (Hz. İsa) inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onlara şahitlik edecektir." (Nisa; 159)

Hz. İsa aleyhisselâmın Dımeşk'in doğu tarafındaki beyaz minareye ineceği bildirilmiştir. Hz. İsa aleyhisselâm iki kat elbise içinde, ellerini meleğin kanatları üzerine koymuş vaziyette, sabah namazı vaktinde iner. Cemaat onun namaz kıldırması için imam olmaya buyur edecek, fakat o kabul etmeyecek ve "İmamınız sizdendir" diyerek Mehdi aleyhisselâmı işaret edecektir 

Mehdi aleyhisselâm imam olup İsa aleyhisselâma ve müslümanlara namaz kıldıracaktır. Deccal'i Lud kapısında öldürecek olan İsa aleyhisselâmın geleceğini beyan eden ve gökten ineceğini ifade eden hadis-i şerifler şöyledir: "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryemoğlunun hakem ve adil olarak aranıza inmesi yakındır. Haç'ı kıracak, domuzu öldürece ve cizyeyi kaldıracaktır. O zaman mal çok olacağından, kimse onu alıp kabul etmez. Ve tek bir secde, dünya ve içindeiklerden daha iyidir." (Buhari, Müslim)

İsa aleyhisselâm yeryüzünde kırk gün kalır. Umre ve hac ibadetlerini yerine getirmek için telbiye geleceği haber verilmiştir. (Buhari, 3263; Müslim, 155, 242) Sonra, ahirete irtihal eder. Müslümanlar ise İsa aleyhisselâmın cenaze namazını koldıktan sonra onu defnederler. 
"Hani Allah, İsa'ya demişti ki: 'Ey İsa, doğrusu, seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar, inkar edenlerin üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim." (Al-i İmran; 55)
 

4- Ye'cüc ve Mec'üc'ün Çıkması

Allah-u Zülcelâl, Ye'cüc ve Mec'üc'den bahseden ayet-i kerimelerde şöyle buyurmuştur: "Dediler ki; Ey Zülkarneyn! Şüphe yok ki, Ye'cüc ve Me'cüc yerde fesat çıkaran kimselerdir. Bizimle onların arasına bir sed yapman üzerine, sana bir vergi verelim mi?" (Kehf; 94)
Bunun üzerine Zülkarnen geçidin iki yanına demir kütlelerini yığdırarak bunları yaktırdı. Demirler kor halini alınca erimiş bakır istedi ve o korun üzerine döktürdü. Nihayet bu, Yec'üc ve Mec'üc kavimlerinin delmeye ve aşmaya güç yetiremeyecekleri şekilde muhkem bir set oldu. 

Ye'cüc ve Mec'üc hakkında Allah-u Zülcelâl başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Nihayet Ye'cüc ve Me'cüc'ün eddi açılıp her tepeden saldırackları ve gerçek vaat olan (kıyamet) yaklaştığı zaman, işte o inkâr edenlerin gözleri hemen belerip kalacak; 'Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gaflet içindeydik, hayır biz zalim kimselerdik (diyecekler)." (Enbiya; 96-76) Bu olay, İsa aleyhisselâm henüz hayattayken olacaktır. 
 

5- Dabbetü'l-Arz'ın Çıkması

Kıyametin büyük alametlerinden birisi de Dabbetü'l-Arz denilen bir canlının çıkmasıdır. Rivayete göre, Dabbetü'l-Arz denilen bu hayvan Salih peygamberin devesinin yavrusudur. Annesini kestikleri zaman kendisinin ve annesinin çıktığı kaya yarılmış ve bu kayanun içine girmiştir. Ahir zamanda bu kayadan çıkacaktır. Bu hayvan o kadar süratli yürüyecek ki, kovaladığını mutlaka yakalayacaktır. 

Mü'min'in alnına Mü'min diye yazacak ve o kimsenin yüzü parlayacaktır. Kâfir olanın da alnına da "Kâfir" diye yazacak ve onun da yüzü simsiyah olup kararacaktır. 

Allah-u Zülcelal Dabbetü'l-Arz hakkında şöyle buyurmuştur: "O söz (ün manası yani gazabı) insanların aleyhine gerçekleşip vukua ve zuhra geldiği (yani yaklaştığı) zaman, onlar için yerden bir Dabbe çıkarırız ki, bu hayvan onlara insanların ayetlerimize kat'i surette inanmaz olduklarını onlarla konuşur." (Neml; 82)

6- Güneşin Batıdan Doğması

Kıyametin büyük alametlerinden birisi de güneşin batıdan doğmasıdır. Güneşin batıdan doğması ile tevbe kapısı kapanır. Ne bir tevbe edenin tevbesi kabul olunur ve ne de iman eden kâfirin imanı kabul olunur. Allah-u Zülcelal güneşin batıdan doğması hakkında ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bzı alâmetlerinin gelmesini bekliyorlar. Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin, şüphesiz biz de beklemekteyiz!" (En'am; 158)

7- Dumanın Çıkması

Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Gökten bir duman çıkacağı günü gözetle!" (Duhân; 10) Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Duhânın (dumanın) tesiri mü'mine nezle gibi gelir, kâfire ise çok şiddetlidir." (Ebû Dâvud)

8- Doğuda, Batıda ve Arap Yarımadası'nda Bir Yerin Batması

Dünyanın üç yerinde üç yerin batması ya da çökmesi olayı da kıyamet alametlerindendir. Bu üç batışın vuku bulacağı yerlerden biri batıda, biri doğuda, birisi de Arap Yarımadası'nda olacaktır. 

9- Kâ'be'nin Yıkılması

Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Habeşli biri Kâbe'yi tahrip edecektir. Onu şu anda, siyah elleri ile Kâ'be'nin taşlarını bir bir söker hâlde görüyorum." (Buhârî, Müslim)

10- Ateş'in Çıkması

Rivayete göre, Yemen tarafından öyle bir ateş çıkar ki, insanları önüne katıp sürer. 
Son on alameti ihtiva eden bir hadis-i şerifte, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Siz daha önce on alamet müşahede etmedikçe kıyamet kopaz. Duhan (duman) Deccal, Dabbetü'l-Arz, güneşin batıdan doğması, İsa'nın Nüzulü, Ye'cüc ve Mec'üc'ün çıkması, biri batıda bir de doğuda olmak üzere, üç tane yer çökmesi, bu alametlerin sonuncusu ise Yemen'den çıkıp da insanları mahşer yerlerine doğru önüne katarak süren bir ateştir." (Müslim, Tirmizî)

Kaynak: Büyük İslam İlmihali
Muelif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri

 
  Bugün 16 ziyaretçi (93 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol