Hakka Davet - Hacda Kadınların Özel Durumları

HACDA KADINLARIN ÖZEL DURUMLARI
Bir kadın, ihramdan önce âdet görür veya lohusa olursa, ihram için gusül abdestli alır, ihrama girer ve normal bir hacının yaptıklarını yapar. Fakat, temizleninceye kadar Kâbe'yi tavaf edemez.

Kadın, ihramdan sonra adet görür ve lohusa olursa gusül abdesti alması gerekmez. Fakat kan mahallini çok sık kontrol etmesi ve dışarı sızmaması için gerekli tedbirleri alması lazımdır. Buna göre, hayız ve nifas halinde bulunan bir kadın, kudüm tavafından ve onun kasasından sorumlu değildir. Çünkü kudüm tavafı sünnettir.

Temettu haccı yapan bir kadın, umre tavafından önce adet görse, Kâbe'yi tavaf etmez. Eğer haccın kaçırılmasından korkarsa umresi ile birlikte hac ihramına girer ve böylece âlimlere göre kıran haccı yapmış olur. İmam-ı Azam'a göre; bu durumdaki kadın umreden vazgeçer ve hac için telbiye getirir.

Kadın, Arafat'ta vakfeden ve ziyaretten sonra adet görürse, Mekke'den memleketine döner, veda tavafı üzerinden düşer ve bundan dolayı kendisine bir şey herekmez.

Bütün meşhur fakihlerin ittifakı ile eğer bir kadın veda tavafından önce adet görürse, veda tavafı ve fidye konularında herhangi bir sorumluluk yüklenmiş olmaz.

Adet ve lohusalık süresi dolmadan Mekke'den ayrılmak zorunda kalan ve ifada (rükun) tavafını yapamamış olan bir kadın, gusül abdesti alır ve vücudundaki ilgili kısmı iyice kontrol eder ve gerekli tedbirde kusur etmeyerek, ifada tavafı olarak Kâbe'yi yedi defa tavaf eder ve sonra Safa ile Merve arasında yedi defa sa'y eder. Ama bütün bunlardan sonra bir büyük baş hayvan kurban kesmek mecburiyetindedir. (Bu da beş yaşını doldurmuş bir deve veya iki yaşını doldurmuş bir sığırdır.) Bu, o takdirde haramlığına rağmen tavafın sıhhatine ve deve kurban edilmesi gerektiğine hükmeden Hanefilerin görüşüne uygun bir uygulama olur.

Maliki mezhebinde, buna göre daha geniş bir fetva vardır. Bir kadının kanı bir gün kesilir de kanın tekrar ne zaman geleceğini bilmez ise o kadının tavafı sahihtir. Buna göre kadın, iki kanın arasında temiz sayılır. O zaman tavafını yapabilir ve bir ceza lazım gelmez. Yine Maliki mezhebine göre; hayız halinde bir kadın, ilaç kullanmak suretiyle kanını bir gün kesebiliyorsa gusül abdestini aldıktan sonra tavafını yapabilir.

İfada (Rükûn) Tavafını Yapmayan Kadının Dört Hali Vardır:

Adet günleri içerisinde, bir ilaç alması sonucu hayız kanı bir gün süreyle kesilir ve kadın, gusül abdesti alıp temizlenerek, ifada tavafını yapar ve dah sonra hayız kanı tekrar gelmeye başlar.
Adet günleri içerisinde herhangi bir ilaç almadan, hayız kanı kendiliğinden bir gün süreyle kesilir ve kadın gusül abdesti alıp temizelenerek ifada tavafını yapar ve sonra hayız kanı tekrar gelmeye başlarsa bu iki durumda da yapılan tavaf sahihtir. Çünkü İmam-ı Şâfiî'nin iki kavlinden birisine göre; iki kan arasında meydana gelen temizlik, taharet hali sayılır. Bu yüzden, böyle bir halde yavaf yapan kadının tavafı sahihtir. Bu kavle meyleden Şeyh İmam Ebu Hamid, Muhamili ve Süleym gibi âlimler, kitaplarında İmam-ı Şâfiî'nin bu kavlini beyan etmişlerdir. Bu iki durumda yapılan tavaf, Malikî mezhebine göre de sahihtir. Çünkü iki kanın arasındaki temizlik, taharet halidir. İmam-ı Âzam'ın mezhebine göre de bu iki durumda yapılan tavaf sahihtir. Çünkü tavaf esnasında taharet ve abdestli olma bir şart değil, belki vaciptir. Bu durumda da vacibin terk edilmesiyle beraber yapılan tavaf sahihtir.
Kadın, hayız günlerinden kan kesilmeden ve gusül yapmadan tavaf ederse, İmam-ı Âzam'a ve Hanbeli mezhebinde yapılan iki rivayetten birisine göre, yapılan tavaf sahihtir. Ancak bu şekilde tavaf yapan kadının bir deve kesmesi gerekir. Harem-i Şerif'e hayızl olarak girilmesi haramdır. Bu durumda bulunan kadına, Harem-i Şerif'e girmemesi söylendiği halde girer ve ifada tavafını yaparsa, haram olmakla beraber tavafı sahihtir. Fakat kurban olarak bir deve kesmesi gerekir.
Kadın, ifada tavafını yapmadan Mekke-i Mükerreme'den ayrılırsa; Mısır İmamlarının Malik'ten rivayet ettiklerine göre; kim, kudüm (varış) tavafı ve sa'y yapmışsa sonra da unutarak veya bilmediği için ifada tavafını yapmadan mekleketine dönmüşse yapmış olduğu kudüm tavafı, ifada tavafının yerine geçer. Ancak kurban olarak bir deve kesmesi gerekir.

Kaynak: Büyük İslâm İlmihali
Müellif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri