hakka davet, davet hakkka, hakka davet sitesi, hakka sitesi davet, davet sitesi hakka, namaz, namaz ile ilgili bilgiler, taharet, tasavvuf, tasavvuf nedir, abdest, abdest nedir, abdestin farzları, abdestin sünnetleri, itikat, temel itikat bilgileri, allahın sıfatları Hakka Davet - Cenazenin Yıkanması
   
  Hakka Davet
  Cenazenin Yıkanması
 
Cenazenin Yıkanması
Hanefi ve Şafii mezheblerine göre, cenaze şu şekilde yıkanır: 
Cenazeyi yıkamak için, önce gerekli malzeme; teneşir, yeterince ılık su, lif, sabun ve benzeri şeyler hazırlanır. Göbeğinden dizleri altına kadar olan avret yerleri örtü ile örtülüp elbiseleri tamamen çıkarılır. Bundan sonra cenaze, teneşir denilen tahtadan bir sedir üzerine, ayakları kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Ölünün avret yeri, yıkayıcının eline sarılmış bez yahut liflerle yıkanarak temizlenir. Daha sonra abdest aldırılır. 

   Sonra, ölünün başı yıkanır. Sonra sakalları sabun ile yıkanır. Sabun bir kabın içinde köpürtülür, sonra kirlerin çıkarılması için, su ile vücudunun kirli yerleri yıkanır. Sonra, üzerine temiz su dökülür. Temiz su, yıkamanın sahih olması için şarttır. Yıka-yıcı, elini ölünün ağzına sokarak ellerinin parmakları ile dişlerini ovar. Ancak ağzını açmaz, tırnaklarının altını da temizler. 

    Sonra, ölünün sağ tarafını yıkar. Bunu yapmak için ölüyü sol yanı üzerine yaslar. Ardından, ölüyü sağı üzerine döndürerek, sol tarafını iyice yıkar. Son olarak bütün cesed üzerine su döker. 

   Bu anlatılan, farz olan birinci yıkama şeklidir. Bu yıkama şeklini üç kere tekrarlamak menduptur. Sonra, ölünün cesedi bir havlu yahut bez ile kurulanır. Ölünün başı ve sakallarına hanut denilen koku sürülür, secde azalarına kâfur konulur.

   Eğer üç yıkama ile ölü temizlenmezse yediye kadar yıkama tekrarlanır. Eğer yedi kere yıkama ile de temizlenmezse en doğrusu temizleninceye kadar yıkanmasıdır. 

   Hanefi mezhebine göre, hac ve umre için ihrama girmiş bulunan ölüye, yıkarıda bahsi gçen hoş kokular sürülür ve başı örtülür. (Şafii mezhebine göre, ihramlı kişi hacda ölünce koku sürülmez ve başı örtülmez. 

   Ölünün burun ve kulak gibi tabii deliklerine, özellikle abdest uzuvlarına pamuk tıkanmasında bir beis yoktur. Bunun sebebi, bu deliklerden pislik, kan gibi maddelerin çıkmasını önlemektir.

Ölünün Tırnakları ve Saçları Kesilir mi?
Hanefi mezhebine göre, ölünün saçları taranmaz, saçları ve tırnakları kesilmez. Bunu yapmak tahrimen mekruhtur. Ancak tırnakları kırılmış olanlar varsa bunlar kesilebilir. Saç ve sakallarından hiçbir şey kesilmez. Sünnet edilmez. Çünkü bu sayılanlar, süs için yapılır. Ölünün artık bu süslere ihtiyacı kalmamıştır.
   Şafii mezhebine göre, ölünün saç ve sakallarını tarak yardımıyla hafifçe taramakta bir sakınca yoktur. Tarağın ağzına gelen tüyler ölü ile birlikte kefenine konulmalıdır. Tercih edilen görüşe göre, ölünün saçlarını, tırnaklarını, koltukaltı ve kasık kıllarını, bıyığını almak mekruhtur. (Durrü'l-Muhtar, 1/803; Muğni'l-Muhtac, 1/333)

Cenaze Yıkayıcısının Vasıfları
Âlimler, erkekleri erkeklerin, kadınların ise kadınların yıkamasının daha iyi olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. 
   Hanefi mezhebine göre, kocasının ölmesi halinde, kadın iddet beklemek zorunda olduğu, yani bir bakıma hala kocasına bağlı bulunduğu için, kocasını yıkayabilir ve vücuduna bakabilir. Fakat kocası tarafından boşanmış ve iddetini doldurmuş bir kadın, kocasının cenazesini yıkayamaz.
   Kadının ölmesi halinde ise nikâhları sona erer ve birbirleri ile ilişkileri tamamen kesilir. Bu yüzden, kocası onu yıkayamaz. Çünkü erkek için iddet söz konusu değildir. Ancak yıkayacak kadın bulunmadığında teyemmüm verdirir.
Şafii mezhebine göre, kocası tarafından herhangi bir şekilde boşanmamış olan kadın, ölen kocasının cenazesini yıkayabilir. Yine Şafii mezhebine göre, kadının kocasını, kocanın da karısını yıkaması caizdir. Daha önce de belirtildiği gibi erkeğin erkeği, kadının da kadını yıkaması daha faziletlidir. 
 Hanefi ve Şafii mezheblerine göre, ölüyü yıkayan kimsenin, emin ve yıkamanın hükümlerini bilen bir kişi olması müstehaptır. Ayrıca, ölüyü yıkayan kişi ile beraberinde bulunanlar, ihtiyaç dışında gözlerini sakınmalıdırlar. Bununla beraber, ölünün bedeninde gördükleri ayıp ve kusurları örtmeli ve başkalarına söylememelidirler. Çünkü Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Kim, bir müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamette onun ayıplarını örter." (Buhari, Müslim)
   Ölüyü yıkayan kişi, bu esnada güzel şeyler görürse mesela; yüzünün nurlu olması, tebessüm etmesi gibi gördüğü hayır alametlerini açıklar ve söylerse ölüye çokça rahmet okunmasına vesile olur. Ayrıca, gittiği yola ve güzel sîretine benzemeye başkalarını da teşvik etmek için bunları açıklamak müstehaptır. 
   Ölünün açık havada yıkanmaması müstehaptır. Dolayısıyla evde veya kapalı bir yerde yıkanmalıdır. Yıkamak için yıkayıcı ve yardımcısının dışında, başkalarının bulunması mekruhtur. 

Kaynak: Büyük İslam İlmihali
Müellif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri

   

 

 
  Bugün 4 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol