hakka davet, davet hakkka, hakka davet sitesi, hakka sitesi davet, davet sitesi hakka, namaz, namaz ile ilgili bilgiler, taharet, tasavvuf, tasavvuf nedir, abdest, abdest nedir, abdestin farzları, abdestin sünnetleri, itikat, temel itikat bilgileri, allahın sıfatları Hakka Davet - Bayram Namazları
   
  Hakka Davet
  Bayram Namazları
 

BAYRAM NAMAZLARI

Bayram günü sevinç günü demektir. Bayram günü, Ramazan gibi çok değerli bir ayı ibadetle geçirip Allah-u Zülcelâl'in rızasını kazanan ve milyonlarca insanın hac için kabeyi ziyarete gittiği kurban gününe kavuşan bir müslümanın sevinç ve neşe günüdür. 

    Bayram namazı hicretin birinci yılı meşru kılınmıştır. Nitekim Enes bin Malik radıyallâhu anhunda şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem Medine'ye gelince, Medinelilerin eğlendikleri iki günleri vardı. Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem, "Bu iki gün nedir?" diye sordu. Şöyle cevap verildi: "Cahiliyye döneminde bizler bu iki günde eğlenirdik!" Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Allah, o iki gün yerine, size bunlardan daha hayırlısını vermiştir. Biri Kurban bayramı, diğeri Ramazan bayramıdır." (Ebu Davud, Nesai) 

Bayram Namazının Hükmü

Hanefi mezhebine göre, Cuma namazı farz edilen kimseler bayram namazı daha önce zikredilen hutbe hariç, şartları ile birlikte vaciptir. Hutbe ise namazdan sonra okunur ve sünnettir. İmamla birlikte bayram namazını kılamayan bir kimse, bu namazı kaza etmez. Bayram namazını kaçıran bir kimse, eğer başka bir imamın arkasında kılma imkânı bulursa oraya gitmelidir. Çünkü bir beldede ittifakla birkaç yerde bayram namazı kılınabilir. Bayram namazı cemaatle kılınır. Yalnız başına kılınması caiz değildir. (Fethu'l-Kadir, 1/422; Durrü'l-Muhtar, 1/774) 

    Şafii mezhebine göre, cuma namazı farz olan kimseler için bayram namazları müekked sünnettir. Şartları ile erkek olmak, ergenlik çağına girmiş olmak, hür olmak, cuma namazı kılınan beldede ikamet etmek yahut cuma namazı kılınan yere bir fersah yani 5544 metre uzakta bulunmaktır. Cemaatte olduğu gibi, yalnız başına namaz kılanlar için de bayram namazı meşrudur. Bunun gibi, köleler, kadınlar, yolcular için de bayram namazı meşrudur. 

    Yine, Şafii mezhebine göre, imamla birlikte bayram namazını kılamayan kimse için, bu namazı aynı şekilde kaza etmek sünnettir. Bayram namazını kaçıran bir kimse, ne zaman istersei, bayram günlerinde de bayram günlerinden sonra da kaza edebilir. En faziletisi birinci gün içinde kaza etmektir. (Muğni'l-Muhtac, 1/310; el-Mühezzeb, 1/118) 

Bayram Namazının Vakti

Âlimler, bayram namazlarının vaktinin, bayram günü güneş doğduktan ve kerahet geçtikten sonra başlayıp aynı günün zeval vaktine kadar devam ettiği konusunda ittifak etmişlerdir. Hanefi mezhebine göre, güneş bir mızrak boyu yükselmeden önce bayram namazı kılınırsa, bu bayram namazı  yerine geçmez. Haram olan nafile bir namaz olur. Şafii mezhebine göre ise güneş doğduktan hemen sonra bayram namazını kılmak mekruhtur. (Fethu'l-Kadir, 1/424; Muğni'l-Muhtac, 1/310)

Bayram Namazı Nasıl Kılınır?

Bayram namazı ittifakla iki rekâttır. Bayram namazında iftitah tekbirinden başka zâid tekbirler de vardır. Hanefi mezhebine göre, birinci rek3atta Fâtiha'dan önce üç tekbir, ikinci rekâtta Fâtiha ve zamm-ı sure okunduktan sonra üç tekbir getirilir. Fâtiha'dan önce olursa bu da caizdir. 

   Şafii mezhebine göre ise her iki rekâtta da Fâtiha'dan önce olmak üzere, birinci rekâtta yedi tekbir, ikinci rekâtta ise beş tekbir getirilir. Bayram namazları için ezan ve kamet getirilmez. Ancak bayram namazı kılınacağı zaman uyarı mahiyetinde; "Essalatu'l Cami'a" gibi ifadelerle ilanda bulunmak sünnettir. 

Hanfi mezhebine göre, bayram namazı şöyle kılınır: 

  1. İlk önce niyet edilir.
  2. İmam iftitah tekbiri getirdikten sonra cemaat de getirir. 
  3. Sonra sessiz olarak "Subhâneke" duası okunur. 
  4. İmam sesli olarak, cemaat de imamı sessiz takip ederek üç defa "Allâhu Ekber" deyip tekbir getirir. Herkes tekbir getirirken ellerini kaldırır, sonra aşağı doğru salar. Her bir tekbirden sonra, üç tesbih getirecek kadar beklenir. Üçüncü tekbirden sonra eller bağlanır. 
  5. Sonra imam Eûzu-Besmele çektikten sonra, sesli olarak Fâtiha ve zamm-ı sure okuyup rükû ve secdeler de yapıldıktan sonra, diğer vakit namazlarında olduğu gibi ikinci rekâta kalkılır ve eller bağlanır. 
  6. İkinci rekâtın kıraat bölümü, yani gizli olarak besmele ile sesli olarak da Fâtiha ve zammı sure okunur. 
  7. Rükûya varılmadan eller yukarıya kaldırılıp birinci rekâtta olduğu gibi üç defa tekbir getirilir. Yine, her tekbirde eller aşağı sarkıtılır. Aralarında üç tesbih okuyacak kadar beklenir 
  8. Dördüncü tekbir getirilirken, eller kaldırılmadan rükûya gidilir. Çünkü bu dördüncü tekbir, rükuya gidiş tekbiridir.
  9. Bundan sonra rükû, sücud ve oturuş olmak üzere, diğer namazlarda olduğu gibi, namazın son bölümleri tamamlanıp selam ile namazdan çıkılır. (Meraki'l-Felah, 90 Fetava el-Hindiyye, 1/141) 
Şafii mezhebine göre, bayram namazı şöyle kılınır: 
Niyet ve iftitah tekbirinden sonra, Veccehtu duası okunur. Bundan sonra, "zaid tekbirler" denilen yedi tekbir getirilir. Her iki tekbir arasında, orta uzunlukta bir ayet okunacak kadar bir fasıla (ara) verilir. Her tekbir arasında: "Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber" denilmesi sünnettir. 

    Sonra, Eûzu-Besmele çekili, Fâtiha ve bir zamm-ı sure okunur. İkinci rekâtta ise kıraattan önce beş tekbir alınır. Tekbirler alınırken eller omuz hizasına kaldırılır. Sonra Eûzu Besmele çekilerek, Fâtiha ve zamm-ı sure okunur. Diğer namazlarda olduğu gibi rükû, secdeler ve teşehhüd, salavat ve duadan sonra selam verilir. (Muğni'l-Muhtac, 1/310; el-Mecmû, 5/18)

Bayram Hutbesi ile Cuma Hutbesi Arasındaki Farklar
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Hanefi ve Şafii mezheblerine göre, bayram hutbesi sünnettir. Bazı noktalarda bayram hutbesi, Cuma hutbesinden ayrılır. Bu noktalar da şunlardır:

1- İttifakla, Cuma hutbesi namazdan önce okunur, bayram hutbesi ise namazdan sonra okunur.
2- Cuma namazının iki hutbesine Hamdele ile başlamak, Hanefi mezhebine göre sünnet, Şafii mezhebine göre ise rükundur. İki bayram hutbesine tekbir ile başlamak sünnettir.
3- Hanefi mezhebine göre, bayram hutbelerini dinleyenlerin, hatip tekbir getirince gizli olarak tekbir getirmeleri sünnettir. Şafii mezhebine göre, hutbe okunurken orada bulunanlar tekbir getirmeyip hatibin tekbirini dinlerler.
4- Hanefi mezhebine göre, hatip minbere çıkınca bayram hutbesinde oturmaz, cuma hutbesinde oturur. Şafii mezhebi uleması bu görüşe muhaliftir.
5- Hanefi mezhebine göre, Cuma hutbesinde olduğu gibi, bayram hutbesinde de hatibin hadesten ve necasetten temiz olması sünnettir. Şafii mezhebine göre ise hatibin cuma hutbesinde hadesten ve necasetten temiz olması şart,bayram hutbesinde ise sünnettir.

Teşrik Tekbirleri
Teşrik lügatte;  etleri dilimleyip güneşin altında bırakmak demektir. Bayramdan sonraki üç gün, kurban etlerini dilimleyerek güneşe sermek adet olmuş, bu sebeple bu günlere teşrik adı verilmiştir. 
 
   Hanefi mezhebinde esas olan görüşe göre, erkek ve kadınlara kurban bayramında namazlardan sonra teşrik tekbirleri getirmek vacibtir. Eğer bir kereden fazla tekbir getirilirse bu fazilet olur. Tekbir cemaatle de yalnış başına da eda edilebilir. Erkekler tekbiri açıktan (yüksek sesle) getirirler. Kadınlar ise tekbiri gizlice (kendi duyacakları sesle) getirir. Vitir namazı ve bayram namazları sonunda tekbir getirilmez. 

    İmam-ı Azam'a göre, teşrik tekbirlerinin süresi; Arefe günü sabah vaktinden, bayram günü ikindi vaktine kadardır. Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise teşrik günlerinin sonuncu günü, ikindi namazına kadar devam eder. Fetva, bu iki imamın görüşüne göredir. Buna göre, yirmi üç vakit tekbir getirilir. Yalnız, olarak, seferi olarak veya imamla birlikte, farz namaz kılan herkes için farzların peşinden tekbir getirmek vaciptir. Çünkü tekbirler namaza bağlıdır. İmam tekbiri terk etse bile cemaat tekbiri terk etmez. (Durrü'l-Muhtar, 1/784; Fethu'l-Kadir, 1/430)

    Şafii mezhebine göre, teşrik tekbirlerini getirmek sünnettir. Hacılar, bayramın birinci günü öğle namazından itibaren tekbir almaya başlarlar ve bayramın son günü, sabah namazında buna son verirler. En zahir kavle (tercih edilen yoruma) göre, hacıların dışındakiler de hacılar gibi namazlardan sonra tekbir alırlar.Bir görüşe göre, arefe gününün sabahından, teşrik günlerinin son gününün ikindisine kadar, teşrik tekbirleri getirmek sünnetir. Zaten uygulama da buna göredir. Ezhar olan görüşe göre, bu günlerde kaza namazları için de, farz naamzları için de, nafileler ve tahiyyetü'l-mescid gibi bir sebebe bağlı olan namazlar için de tekbir getirilir. Çünkü tekbir vaktin bir şiarıdır. 

    İki bayramda da, evlerde, yollarda, çarşılarda, mescidlerde ve sokaklarda yüksek sesle tekbir getirmek sünnettir. (Muğni'l-Muhtac, 1/314; el-Mecmû, 5/34)

Teşrik Tekbirlerinin Mübarek Sözleri
Hanefi mezhebine göre, tekbir lafsını (sözleri) iki defa tekrarlamak şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Lâ ilâhe illellâhu vallâhu ekber, Allâhu ekber ve lillâhi'l-hamd." 
 
   Şafii mezhebine göre tekbir lafsı (Allahu ekber) üçer defa tekrarlanır. Yine Şafii mezhebine göre, üçüncü tekbirden sonra, "Allâhu ekber kebîrâ, vel hamdu lillahi kesîrâ ve subhânellâhi bukraten ve esîlâ." sözlerini de ilave etmek müstehaptır. 

Bayramın Sünnetleri ve Bayramda Yapılacak İşler
Kurban bayramından önceki günlerde hayır işlemeye çalışmak, Zilhicce günlerinde Allah'ı zikretmek, sadaka vermek, diğer iyilikleri yapmak müstehaptır. Çünkü bu günler, en faziletli günlerdir. 
   Nitekim İbn-i Abbas radıyallâhu anhunun rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Hiçbir gün yoktur ki, bu günlerde olduğu kadar, onda işlenen yararlı ameller, yüce Allah'a daha hoş gelsin.. (Yani, Zilhicce'nin ilk on günü)." Sahabeler; Yâ Resûlellah! Allah yolunda yapılan cihad da mı o kadar olamaz?" diye sordular. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle devam etti: "Evet, Allah yolunda yapılan cihad da bu günlerde yapılan amellere denk olmaz. Ancak canı ve malı ile cihada gidip de bunlardan bir şeyi geri döndürmeyen müstesna!" (Tirmizi)

1- Bayram gecelerini Allah-u Zülcelâl'e taat ve ibadetle geçirmek; bilindiği gibi Ramazan ayının son gününü bayrama (Şevval ayının birinci gününe) bağlayan gece ile Arefe gününü kurban bayramına bağlayan gece, Bayram geceleridir. Bu geceleri ibadetle ihya etmenin büyük mükâfatları vardır. Çünkü Ebu Ümame radıyallâhu anhudan rivayed edildiğine göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kim, sevabını Allah'tan umarak Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini ibadetle ihya ederse kalplerin öldüğü gün, onun kalbi ölmeyecektir." (İbn-i Mace) Görüldüğü gibi bu hadis-i şerie göre, iki bayram gecesinin tamamını ibadetle geçirenler, mezhûr mükâfata kavuşurlar. 
   Bu iki gecenin tamamını değil de bir kısmını teheccüdle, yani gece ibadetiyle geçirenlerin de bu mükâfata kavuşmaları umulur. Hatta İbn-i Abbas radıyallâhu anhudan rivayet edildiğine göre, bu gecelerin yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılanlar da bu mükâfatı kazanırlar, demiştir. 
2- Cuma namazına kıyas edilerek; yıkanmak, hoş kokular sürünmek, misvak kullanmak, erkeklerin en güzel elbiseleri giymeleri, Allah'ın nimetini göstermek ve Allah'a şükretmek için menduptur. Hanefi mezhebine göre, yıkanmanın vakti; sabah vaktinden sonra bayram yerine gitmeden öncedir. Şafii mezhebine göre ise yıkanmanın vakti, gece yarısından itibaren başlar. Ayrıca Zilhiccenin ilk on günü tırnakları kesmekten ve başı tıraş etmekten kaçınmak menduptur. 
3- Eğer bir özür yoksa cemaat sabah namazından sonra, güneş doğmadan önce de olsa, evinden vakar ile yaya olarak erkenden çıkmalıdır. Bu şekilde vakarla hareket eden kişi, hiç kimseyi üzmeden, cemaati rahatsız etmeden imama yakın olmaya çalışmalıdır. Bu şekilde bayram namazını beklemekle de sevabı çok olur. Cuma ve bayram namazlarına benekli olarak gidip gelmekte bir sakınca yoktur. Ancak yaya olarak gidip gelmeye gücü yetenler için yürümek daha faziletlidir. 
4- İnsanlar bayram namazına çıkmadan önce fıtır sadakasının verilmesi; bayramdan birkaç gün önce fitreyi ödemekte bir sakınca yoktur. Bunun sebebi, fakirin bu fitreden bayramda faydalanmasına imkân sağlamaktır. 
5- Aile fertlerine genişlik sağlamak, gücün yettiği ölçüde âdetinden fazla olarak çokça sadaka vermek ve böylece fakirleri istemeye muhtaç etmemek. 
6- Karşılaştığı mü'min kardelerine güleryüz ve sevinç göstermek, kardeşlik ve sevgi bağlarını böylece kuvvetlendirmek için hayatta bulunan akraba ve dostları ziyaret etmek. (Fetava, el-Hindiyye, 1/140; Durrü'l-Muhtar, 1/776; el-Mühezzeb, 1/119; Muğni'l-Muhtac, 1/312)

Bayram namazından önce ve sonra nafile namaz kılınır mı?
Hanefi mezhebine göre, bayram günlerinde bayram namazından önce evde ve camide, bayram namazı kılındıktan sonra ise camide, nafile namaz kılmak mekruhtur. (Meraki'l-Felah, 90)
   Şafii mezhebine göre, bayram günü güneş yükseldikten sonra, imam olmayanlar için namaz kılmak mekruh değildir. Bayram namazından sonra eğer hutbe işitiliyor ise mekruh, işitilmiyor ise mekruh değildir. Fakat imam için hem namazdan önce hem de namazdan sonra, nafile namaz kılmak mekruhtur. (el-Mühezzeb, 1/119)

Kaynak: Büyük İslam İlmihali
Müellif: Seyda Muhammed Konyevi (k.s) Hazretleri

 




 
 

 
  Bugün 5 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol